Ölü Alışveriş Merkezleri (Deadmalls) Nedir?

Uzun yıllardır yaşamlarımızda önemli bir yer edinen alışveriş merkezlerinin geleceği, günümüzde ciddi bir şekilde tartışılmaktadır [37]. Gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ülkelerde ise alışveriş merkezi yatırımlarının doyum noktasına ulaştığı ve ortada bir problemin var olduğundan söz etmek gerekir [5]. ABD’li müşteri davranışları uzmanı ve perakende danışmanı Paco Underhill, alışveriş merkezlerinin geleceği hakkında şu yorumları yapmaktadır;

‘’Alışveriş merkezlerinin sonsuza kadar bizimle olacağının garantisi yok. Hatta bunun tersini gösteren veriler var. Hepimiz bir post-alışveriş merkezi çağına girmiş durumdayız. Şimdi var olanların kepengini indireceğini kastetmiyorum. Yine onlara gidecek, yine onlarda para harcayacağız. Ama tanımlayıcı bir kavram, bir kuramsal olgu, çağdaş bir ticaret biçimi olarak, alışveriş merkezinin altın çağı artık tarih oldu. Bu çarşılar hiçbir zaman eskisi kadar parlak, çekici ve güzel görünmeyecekler gözümüze. Asla onları eskiden sevdiğimiz kadar sevmeyeceğiz’’

Alışveriş merkezlerinin mucidi olan Victor Gruen ise ölmeden 2 sene önce, 1978 yılında yaptığı konuşmasında, alışveriş merkezleriyle ilgili yaptığı her şey için pişman olduğunu söylemiş ve eklemiştir:

‘’Bana sık sık alışveriş merkezlerinin babası diyorlar. Burada, bu vesileyle onları evlatlıktan reddettiğimi açıklıyorum. Bu gayrimeşru çocuklara nafaka ödemeyeceğim. Onlar kentlerimizi mahvettiler’’

2013 yıl sonu itibariyla, ABD’de irili ufaklı toplam 114,485 alışveriş merkezi bulunurken (Tüm AVM sınıfları dahil) bu sayının 1,511’i Mall sınıfı, bölgesel ve süper bölgesel AVM’lerden oluşmaktadır. Alışveriş merkezleri ve bu sektörle ilgili istihdam düzeyi ABD’de çok ciddi boyutlarda olup, ülkedeki istihdamın %9,2 si; yaklaşık 12,5 milyon insan AVM ve perakende sektöründe çalışmaktadır [71]. Ancak son yıllarla birlikte alışveriş merkezlerinin sayısı çarpıcı şekilde azalmaya başlamış, ülkedeki en son üstü kapalı AVM 2006 yılında hizmete açılmış; 2007’de ise, 1950’lerden beri ilk kez yeni alışveriş merkezi inşa edilmemiştir [33]. Ayrıca alışveriş merkezlerinin ziyaret edilme oranı, 2010 ile 2013 arasında %50 azalmıştır.

Zaman ilerledikçe kent merkezlerinin altyapılarının iyileştirilmesi ve toplu ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi, çoğunlukla otoyol kenarlarında bulunan ve özel araçla ulaşım sağlanan, kent dışı alanlarda konumlu ve yapım tarihi eski alışveriş merkezlerine olan ilgiyi azaltmaya başlamıştır. ABD’de ortalama bir alışveriş merkezi ortalama 32 yaşında olup, kabaca 13 yıl önce bir yenilemeye tabi tutulmuştur. Eskiyen AVM’ler, tüketicilerin daha iyi ve trend nitelikler sunan, daha kolay ulaşılabilen ve daha yeni alışveriş merkezlerini tercih etmeye başlamasıyla birlikte popülerliklerini yitirmektedir. Ortaya çıkan yeni alışveriş merkezi tipleri ve sınıfları, halihazırdaki mevcut AVM’ler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle 2008 yılında ABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan global ekonomik krizin, alışveriş merkezlerinde çapa kiracı olarak görev yapan mağazaları derinden etkilemesi ve mağaza/markaların iflas etmesi, AVM’lerdeki boşluk oranlarını artırmaya başlamıştır

Konumu nerede olursa olsun, bir alışveriş merkezi; müşterilerine daima en iyi, en yeni, en heyecanlı, en şık ve en konforlu ortamı sunmak zorunda ve kendini sürekli güncellemek durumundadır [20]. Ancak alışveriş eylemini sadece ticari bir mantık çerçevesinde, devasa bir kapalı kutu kütlenin içinde, perakende satış şeklinde yürütmeye çalışan alışveriş merkezleri ekonomik anlamda ayakta kalamamaktadır.

İçindeki kiracı/boşluk oranı %20 veya üstü olan alışveriş merkezleri, sağlıksız olarak tanımlanırken; boşluk oranı %40 veya üstü olan alışveriş merkezleri ölü ya da ölmek üzere olarak kabul edilmektedir [62]. ABD’deki 1500 adet Mall formatı alışveriş merkezinin %20’sinin kiracı/boşluk oranının %10 ile %40 arasında değiştiği, %3,4’ü nün boşluk oranının ise %40’tan fazla olduğu; ancak bu oranların her sene daha da yükseldiği belirtilmektedir. Söz konusu durumda, ABD’de bölgesel ve süper bölgesel alışveriş merkezlerinin dörtte biri ölü veya ölmek üzeredir [73]. Bu verilerin (Bölgesel-Süper bölgesel AVM’ler) dışında, Walmart ve Kmart gibi dev perakende zincir mağazaları, şirket politikaları gereği kentlerdeki mevcut yapılarını büyütmek yerine; daha büyük ve yeni bir yapı inşa ederek eski binalarını terk etmekte, bu nedenle ülkede terkedilmiş AVM yapılarının sayısı artmaktadır.

2017 yılında yayınlanan perakende raporlarına göre, ABD’de en yüksek kapanma riski taşıyan AVM’ler, düşük kalite merkezler olarak nitelendirilen C sınıfı alışveriş merkezleridir. Rapora göre toplam AVM gelirlerinin 4’te 3’ü, ülkedeki üst sınıf AVM olarak tanımlanan %20’lik dilim tarafından paylaşılmaktadır [75]. Elde edilen gelirin eşitsiz dağılımı nedeniyle, pastadan en az payı alan grup olan ve alt sınıf AVM’ler olarak tanımlanan yapılardan 300 adedinin önümüzdeki birkaç yıl içinde kapanacağı öngörülmektedir. Başka bir rapora göre ise, ABD’de bulunan 400 adet AVM dışındaki tüm alışveriş merkezlerinin kısa bir süre sonra işlevini yitireceği tahmin edilmektedir. Beklentiler farklılık gösterse de kesin olan, fiziksel perakendecilikte yeni bir dönemin başladığı ve her alışveriş merkezinin bu duruma ayak uyduramayacağıdır [62]. Bu anlamda ABD’deki alışveriş merkezleri gelişme ve olgunlaşma aşamalarını tamamlayıp, çöküş dönemine girmiştir. Yeniden eski büyüme hızlarına ve şatafatlı günlerine dönme olasılıkları ise uzak bir ihtimal olarak belirtilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir